Neredeyse 20 senelik bir kuruluş olan Türkbükü deniz kenarındaki “Miam” hem modayı belirliyor hem de müzik trendlerini! Gelenler çevreyi izlemekten çoğu zaman yemek yiyemiyor. Kim ne giymiş, kim kiminle gelmiş, kim nerede kiminle oturuyor hepsini bilmek istiyorlar. Magazin bu olsa gerek. Bu aralar sanırım bembeyaz giyimler moda. Zannedersiniz düğüne geldik! Herkes bembeyaz giymiş çok hoşuma gitti bu moda. Çünkü o kadar bol bol beyaz kıyafet önemli yaz sıcağında. Kadınların çoğunu tanırım, çoğunluğuyla da derin derin sohbetlerim de oldu! Ana tema: ilşkiler ya da eş aldatmaları! Tabii ki en büyüğü mutsuzluk bu!
Cicili bicili kıyafetler içerisinde kadınlar genelde çok mutlu değiller! Bir rekabet dünyası içerisinde koşturup duruyorlar “Rahat trend olmalıyım, çok şık olmalıyım, incecik fit olmalıyım, en zengin kocaya sahip olmalıyım, en havalı boyfriend bende olmalı” diye.
O güzelliklerle o boylarla o poslarla yazık bir türlü gerçek mutluluğu bulamıyorlar. Çünkü rekabet dünyasındalar eğer birinin elinde beş karat pırlanta yüzük varsa öbür kadın o karat yüzüğü ona alabilecek boyfriend peşinde koşuyor. Masalarda dikkat ediyorum gencecik kızlar yaşlı başlı adamlarla kadeh tokuşturuyorlar. Belli ki son anda giydirilmiş kıyafetler. Son anda alınmış çanta ve yanında yaşlıca bir adam. Kız mutlu: Hayatında böyle bir yere gelmemiş, hayatında böyle bir ortamlarda bulunmamış, hiç böyle kıyafetleri olmamış.
O halinden memnun, hedefine ulaşmış, zenginlerin arasında eller havaya dans ediyor; onun mutluluğu bu.
Öbür masada her şeyi elde etmiş her şeye sahip zengin mi zengin kadın ve gene kadın arkadaşları onlar da kadeh tokuşturuyorlar. Ellerinde pahalı pahalı yüzükler bileklerinde pahalı saatler ama yalnızlar! Çoğu zaten arkadaşım. “Bu deli adamların kahırlarını çekmektense yalnız ve mutlu olmayı tercih ederim” derler haklılar!
“Zaten benim çantam var zaten benim şahane kıyafetlerim var üstelik çok güzel de bir evde oturuyorum hiç de bu adamların kahırlarını çekemem.”
Halbuki birliktelikte en çok ne önemlidir ruh birlikteliği; ruh mutluluğu aynı pencereden bakmak aynı hobilere sahip olmak, üç aşağı beş yukarı aynı şeylerden hoşlanmak! Arada büyük uçurumlar olursa pek de mutluluk olmuyor.
Hollanda dünyanın en güzel genetik güzelliklerine sahip ülkelerden biridir. Orada yaşadım bilirim! Hatta kocama hep sormuşumdur “Bu kadar güzel kadınlar arasında benim neyimi sevdin” diye! “Senin yaşam enerjini sevdim ben Ümit” demişti.
Yani iki insanın ruhlar aleminde birbirini tamamlamasıdır evlilik; tamamen birebir aynısı olamazsınız aynısı olsaydınız zaten bir arada olamazdınız!
Sohbet edebileceğiniz insanları seçin. Aynı espriye gülebileceğiniz insanları seçin; aynı pencereden bakabileceğiniz insanları seçin.
Hedefiniz Hermes çanta olursa o adamdan ruhen bir şey alamazsınız! Bir tek parasını alabilirsiniz. Bu sizi mutlu ediyorsa hay hay! Her şey bir seçim. Seçtiginde mutlu ise problem yok, seçtiğinde anlık mutluluk yaşıyorsa o zaman problem var.
Mutluluğun trendi olmaz! Maalesef dünya kadınları trendleri ile mutlu. Popüler olan mekânlara gidilmeli moda fashion olan kıyafetler giyinmeli! En moda çantalar takılmalı; işte yeni mutluluk anlayışı bu. Fazladan müdahale edemiyorsunuz. Çünkü yıl 2024, değerler değişti anlayışlar değişti. Şimdi moda “Mutlu gözükmek, hatta ölürken çok şık ölmek..”
Mutluluk Bodrum’da farklı Antep‘te farklı Siirt’te farklı İstanbul’da farklı diyeceğim! Tek cümle şu: “Herkes nasıl mutlu hissediyorsa bırakın öyle yaşasın.”
Mutluluğun trendi değiştiği gibi insanlar da acayip değişti. Eskiden Bodrum’da çok mutluydum şimdi Bodrum bana batmaya başlıyor; aşırı pahalılığı ve aşırı trent topic yaşantıların olduğu yerde ben yokum. Bir pide 900 ila 1000 TL arası, ayran 600 TL. Ben sıkıldım bu Bodrum’dan bye bye Bodrum.